Sunday, August 29, 2010

Emir

Kapitalizm, insan ruhuna en uygun sistemdir.
Önce kendimizi yenmeliyiz.

İtiraflar 2

  1. Hiçbir şey bilmiyorum. Kesin ve kat'i olan bu. Düşünüyorum sadece; bazen az bazen çok. Bilgim olarak sunduğum her şey aşağıdakileri içeren ve işlenmemiş bir çöp yığını. İçindekiler:

  • Ortalama aklımın düşünceleri
  • Televizyondan elde edilmiş "bilgi"
  • Internetten elde edilmiş "bilgi"
  • Obsesif bir herkesin bakmadığına bakma arzusu ile gelen "marjinal bilgi"
  • Obsesif bir herkesin eleştirdiğine, yok saydığına bakma arzusu ile gelen "popüler bilgi"
  • Hoşlandığım insanların fikirleri (tercihim sevişmek isteyebileceklerim)
  • Yüksek ve defansif sesimin abartmaları
  • Bilmediklerim


  1. Bencilliğimin yegane ilacı size aşık olmam (sevişmek istemem); sosyal normların çok güçlü olduğu bir ilişki içerisinde olmamız ve ayıp hapishanesinde konaklamamız (arkadaşlık, aile), benden küçük görmem sizi ve ilişkimizin bir kerelik ve mümkünse kısa olması.
  1. Sizden hoşlanmadıysam kendimden hoşlanabilirim.  Sadece benden daha nitelikli bir insan olduğunuzu düşünmem ve sizi etkilemek için size yalan söyleyeceğimi bildiğimde ise kendimden hoşlanamam.

İtiraflar 1

Merhaba,

27 yaşındayım, lütfen doğum yılıma bakıp 28 demeyin. O kadar zaman geçmiş olduğunu kabul edemem. Çok basit ama hayatına devam etmesinin tek sebebi bir gün birşeyler değişebilir ve o gün hayatta olmalıyım olan bir adamın, zamanının azaldığını söylemek, "siktir git sana bu kadar huzur yeter" demekle eş değer ve ben kendimi kovamazken, siz beni kovamazsınız. Bir amaç için geldim bu dünyaya, benim gibi başkaları da var, en azından öyle olduğuna inanıyorum. Bir kısmınızın kaygısızlığınızı bir kısmınızın da aşırı kaygısını dengelemek için. Kaygısızlarınızın bir kısmı mutlu olmanın yolunu bulmuşlardır, bir kısmı bulduğunu sanır ve bazı bir kısım yeteneklileriniz de yanlarındayken beni ve benim gibileri mutlu edebilirler. Aşırı kaygılı olanlarınız da her an teyakkuz halindedirler. Bir kısmı, ölenle ölmek için kendilerini buradan okyanuslar ötesine atacak kadar varlıklıdır. Ölemezler ama ölürlerse çünkü yeni ölenlerle ölme şansını kaybederler. Bir kısmı hep ezilmektedir, mağdur hissetmezse uyuyamaz. Problemin doğamızda olduğunu kabul edemez, mağduriyetinin içindeki eksiklikten kaynaklandığını göremez. Varsa yoksa dış etkenler, bi siktirip gidip aynaya bakmaz. Biri ölmenin peşinde koşar, biri hep öleceğini düşünür. Sonunda herkes kadar ölürler, tek farkları bunlar ya kahraman ya da düşman olurlar. Aslında hepsi aynı anda ölse, mesela; kahraman ihtiyacımızdan toptan kurtulabiliriz. En etkili lider tipi olan her yerde, her an varolabilen, varlığı kanıtlanamayan veya aksi iddia edilemeyen, hatırlatma amaçlı göğü delen kuleler, heykeller, bayraklar vs. dikilen hayalet liderlerini kaybeden kaygısızlarımız kaygılanır, bizler ise bu önemli değişimin yarattığı panikle ilk kez dünya için gözle görülür bir şey yapmaya kalkışırız.  

Anlamış olmalısınız, ben dünya ve sizin için bir şey yapmıyorum. Yaptığım her şey, içime nereden ve nasıl konulduğunu bilmediğim hislerin, içimi yırtıp parçalamaması, adam gibi terbiye edilmesi için en pratik, hayatta kalmaya yönelik eylemler. Varlık sebebimi bildiğim için tehlikenin de farkındayım ve tüm bunları onu yenmek için yapıyorum. Bu içgüdüsel hayatı renklendirmek için sizleri tanımak için de sosyal hayatta varolabilmek için gerekli işleri de aksatmıyorum. İşsiz değilim ama olabilirdim. Çirkin veya sakat değilim ve olamazdım. Yalnız değilim, tercihim o yönde olduğu için. Etkileyebiliyorum bir kısmınızı hem susarak hem de konuşarak. Çoğunluğunuz fark etmiyor beni ama zaten dedim ya bir şey yapmıyorum ben. Yalnızlığımı ortadan kaldıran insanlar onlar için birşeyler yaptığımı düşünüyor olabilir ama hislerin tahribatını engellemek ve varlığımın devamı için ne gerekiyorsa o sadece.

Adım ne mi? Adım Önemsiz, bu memleketin topraklarında yürüyenler, bir şeyler ifade etmeyi kestiğinde dünyaya gelmişim. Adım Önemsiz o yüzden. Önemli olan aşağının da yukarının da güzel olduğunu görüp, anlatmayı becerememek. Görüp, ifade edememek. Kaygısızların körlüğüne, kaygılıların koşuşturmasına çare olmak.

Sunday, October 14, 2007

Bölüm 1 (Güneş)

" Güneş'le dans ettik... Belki de yegane kayıtlı hatıraları ilk adımıma ve delice ağladığım bir ana ait olan fotoğraflar olan çocukluğumun yaşandığıyla hatırlanan tek anı."
Güneş, sadece güneş olduğu için belki de; hep orada olduğu için, senin sesine kulak kabarttım ve kendimi önce bir koltuğun arkasına sonra bir odanın içine tıkadım... Sen bana tekrar çıkmamı söyleyene kadar ve sonra taşınabilir bir oda inşa etmeme yardım edene kadar... Ben cezamı çekmeye hazırım hakim bey ama yanımdaki bu mahlukatın pek de utanma duygusu yoktur, maalesef.